Salı, Ekim 19, 2010

"Lady Chatterley" devam...

Lady'de şaşırdığım bölümler oluyor. Bu kitap beni şaşırtmaz, iki film uyarlamasını da seyrettim, konusunu, sonunu, ıvırını zıvırını biliyorum derken, beni utandırıyor! Connie (Lady Chatterley) kocasının arkadaşlarına bir köşede oturup sessizce tahammül ederken, bir sohbet ikimizin de ilgisini çekti:) Clifford (eşi) ve ziyaretçileri cinselliği tartışıyorlar ve bu tartışma evlilik, sahip olma hatta burjuvazi eleştirisine kadar gidiyor;

"...
Sonra birey, özellikle kişisel insan, burjuvadır: onun da susturulması gerekir. Daha büyük şeylere, Sovyet Sosyalist falan filana dalmalısınız. Organizmanın kendisi bile burjuvadır: öyleyse ülkümüz mekanik olmalıdır. Birçok değişik, bununla birlikte eşit ölçüde gerekli parçalardan kurulu, bir birim olan, organik sayılmayan tek şey makinadır. Her insan bir makina parçasıdır, makinayı süren güç de, nefret...burjuvadan nefret. Bence, budur işte Bolşeviklik.
..."

Duyduğum en komik ve ilginç "bolşevik" tanımıydı bu, devam ediyor tabii; 

"...
Nefret, gemi azıya almış yürüyor... Mantık yolu, her şeye egemen olmaya yelteniyor, katkısız bir nefret buluyor karşısında. Biz hepimiz Bolşeviğiz, ama ikiyüzlüyüz. Ruslar ise ikiyüzlü olmayan Bolşeviklerdir... Tanrı sayıyoruz kendimizi... tanrı gibi insanlar! Tıpkı Bolşeviklikte olduğu gibi. İnsan olmalı kişi her şeyden önce; tanrı ya da Bolşevik olmaktan kurtulmak istiyorsa, bir yüreği bir de penisi bulunmalı... ikisi de aynı şeydir çünkü: ikisi de inanılmayacak ölçüde iyidir.
...
- Sevgiye inanıyorsun öyleyse, değil mi Tommy?

- Sevgili yavrum!, dedi Tommy, Hayır, yavrucuğum, onda dokuz hayır! Sevgi de, o kıt düşünceli gösterilerden biridir bugün. Küçücük, oğlan kalçalı, caz düşkünü kızları beceren ince belli kırıtkan herifler, bir çift yaka kopçası gibi! Bu mu senin dediğin sevgi? Hayır, sevgili dostum, hiç inanmıyorum sevginin böylesine!

- Peki, inandığın bir şey var mı hiç?

- Benim mi? Kafama göre, iyi bir yürek, şen şakrak bir penis, canlı bir düşünce, bir bayan önünde "bok!" diyebilecek bir gözüpeklik, sahibi olmaya inanıyorum.

- Hepsi de var sende işte, dedi Berry.

Tommy Dukes kahkahayı koyverdi. - Melek çocuk! Keşke olsaydı bütün bunlar bende! Ama ne gezer; yüreğim bir patates gibi uyuşuk, sarkık kuşumun kafası hiçbir zaman kalkmıyor, kökünden kesip annemin ya da teyzemin önünde "bok!" diye bağırasım geliyor... soylu hanımlardır annemle teyzem biliyor musun? Bense gerçekte hiç de akıllı değilim, "kafasıyla yaşayan" biriyim ancak. Akıllı olmak çok güzel bir şeydir: o zaman ağıza alınan alınmayan bütün üyeleriyle canlı, dipdiri olur insan. Penis başını kaldırır: Merhaba! der -gerçekten akıllı bir insana. Renoir, resimlerini penisiyle yaptığını söylermiş... yaparmış da, hem de ne resimler! Ah ben de benimkiyle bir şeyler yapabilseydim. Tanrım! Yalnız kuru söz bizimkisi! Hades'e eklenmiş yeni bir işkence! Hep o Sokrates bu işin başı.
..."

(Romanda bu çokbilmiş, konuşkan ve komik erkeklerin yanında sessizce işini yapıp oturan Connie söze karışır ve ben bayılırım o tepkisine:))

"...
- Güzel kadınlar vardır dünyada, dedi Connie, başını kaldırıp konuşarak en sonunda.
  
 Erkekler pek hoş karşılamadılar bunu...hiçbir şey işitmemiş gibi davranması gerekirdi Connie'nin. Böyle bir konuşmayı bunca yakından izlemiş olmayı kabullenmesi onları tiksindiriyordu.
..."

Bölüm, "Evet, bütünüyle çok yalındır yaşam!" cümlesiyle bitiyor. İlginç.

Hiç yorum yok: